Çalisanlarin Güçlendirilmesi: Sili’ deki Sosyal Güvenlik Sisteminin Özellestirilmesi

José Piñera
Telif Hakki, 1996

Cato Institute

Iflasin esigindeki devlet sosyal güvenlik sistemi, tüm dünyanin korkulu rüyasi haline gelmis durumda. Yüzyilimizin büyük bir kismina imzasini atan "Geçerken Öde" sisteminin en önemli hatasi, insanoglunun davranis biçimlerini yanlis algilamasindan kaynaklaniyor. Söz konusu hata, bireylerin çabalari ile ödülleri, diger bir deyisle kisisel sorumluluklari ile haklari arasindaki temel baglantiyi ortadan kaldiriyor; ve önemli boyutlara ulasmasi ya da uzun süre devam etmesi halinde, yikima varan sonuçlar doguruyor.

Bu hatanin olumsuz sonuçlarini körükleyen unsurlarin basinda; (1) global olarak nüfus artis oranlarinin azalma trendine girmesi; ve (2) tipta yasam süresini uzatan gelismeler kaydedilmesi yer aliyor. Sonunda, sayilari gittikçe azalan çalisan nüfus, artan emekli ordusunu destekler duruma geliyor. Gerek emeklilik yasinin yükseltilmesi, gerek gelir vergisinin arttirilmasi ile ilgili bazi sinirlamalarin söz konusu olmasi nedeniyle, er veya geç sistemin sundugu imkanlar azalmak zorunda kaliyor. Bütün bunlar, iflas etmis bir sistemin belirtileri.

Ister gelismekte olan ülkelerin çogunda oldugu gibi enflasyon sonucunda olussun, ister yasal uygulamalarla ortaya çiksin, maaslarin azalmasi, emekliler açisindan ayni sonucu dogurmaktadir: “Sosyal güvenlik” sisteminin amacina aykiri olarak, sistemin zayifligindan dolayi, emeklilerin zorluk çekmesi.

1980 yilinda Sili hükümeti bu soruna kesin çözüm getirmeye karar verdi ve devlet sosyal güvenlik sisteminde bir devrim yaratti: Özel sektör tarafindan yönetilen "Emeklilik Tasarruf Hesabi” sistemi.

15 yildir yürürlükte olan bu sistem son derece basarili oldu. Yeni sistemde emekli maaslari (yaslilik, sakatlik ve, dul ve yetim maaslari), "geçerken öde" sistemine oranla yüzde 50 ile yüzde 100 daha fazladir. Özel emeklilik fonlari tarafindan yönetilen kaynaklar, 1995 yili itibariyle USD 25 milyara ulasmistir. Bu rakam 1995 yili GSMH’nin yaklasik % 40’ina tekabül etmektedir. Sosyal güvenlik sisteminin özellestirilmesi, sermaye ve isgücü piyasalarinin gelismesini saglamis ve böylece Sili ekonomisinin yillik büyüme hizinin yüzde 3’ten, geçtigimiz 12 yil boyunca ortalama yüzde 6.5’a çikmasinda önemli rol oynamistir. Söz konusu reformu takiben, Sili’deki tasarruf orani GSMH’nin % 27’sine yükselmis; issizlik orani ise yüzde 5’e gerilemistir.

--------------------------------------------------------------------------------

“Iflasin esigindeki devlet sosyal güvenlik sistemi, tüm dünyanin korkulu rüyasi haline gelmis durumda.”

--------------------------------------------------------------------------------

Hepsinden önemlisi, emeklilik maaslari devlet meselesi olmaktan çikmis ve böylece politikanin esiri olmaktan kurtulmus; bireylere kendi yasamlari üzerinde daha çok söz sahibi olma hakki taninmistir. Yapisal hata ortadan kaldirilmis ve sosyal güvenlik sisteminin gelecegi, bireysel tasarruf tercihlerine ve piyasadaki gelismelere endekslenmistir.

Sili özel sosyal güvenlik sisteminin basarisi, Güney Amerika’nin diger üç ülkesine de örnek olmustur. Yakin geçmiste, Arjantin (1994), Peru (1993) ve Kolombiya (1994) buna benzer reformlar gerçeklestirmistir. Bu dört Güney Amerika ülkesinde, yaklasik 11 milyon çalisanin kisisel emeklilik hesabi vardir.

Sili deneyimi, dünyanin diger ülkeleri için ögretici bir nitelik tasiyabilir. Amerika Birlesik Devletleri bile, 60 yillik sosyal güvenlik sisteminin özellestirilmesi konusunda ciddi tartismalar baslatmistir. A.B.D. Sosyal Güvenlik Sisteminin, yillik giderleri USD 350 milyari (Soguk Savas sirasinda A.B.D.’nin savunma bütçesinden daha fazla) asan, dünyanin en büyük devlet programi olmasi dikkate degerdir.

Çin Halk Cumhuriyeti’nden yetkililerin Sili’ye gelerek özel sosyal güvenlik sistemini incelemis olmasi, düsüncelerin gücünün bir göstergesidir. Bu ziyaretin sonunda Economist dergisinde, “bitmeyen kavga” ile ilgili olarak yayinlanan haber ilgi çekicidir:

Ingiltere ile Çin arasinda, Hong Kong’un gelecegi ile ilgili olarak süregelen tartisma sert bir havada devam ederken, Komunist Çin’in Hong Kong temsilcisi Zhou Nan, koloniye "geçerken öde" sistemini getirmeyi planlayan Hong Kong valisi Chris Patten'i "sosyalistlikle" suçlayarak, bu plani elestirmesi, muhtemelen valinin yüzünde hafif bir gülümsemeye neden olmustur. (11 Subat 1995).

2000'li yillara girerken, Kuzey ve Güney Amerika ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülke sosyal güvenlik sistemlerini özellestirmis olabilir. Bu büyük gücün devletten kisilere devredilmesi; kisisel özgürlügün arttirilmasi; ekonomik büyümenin hizlandirilmasi; ve özellikle yaslilikta yoksullugun hafifletilmesi anlamini tasimaktadir.

Sili ETH Sistemi

Sili Emeklilik Tasarruf Hesabi (ETH) Sisteminde, çalisanlarin emeklilik maasinin düzeyini belirleyen unsur, çalisma hayati boyunca yaptigi birikimlerdir. Çalisan ya da isveren, devlete herhangi bir sosyal sigorta primi ödememekte; diger taraftan da, çalisana devlet tarafindan herhangi bir emeklilik maasi ödenmemektedir. Bunun yerine, çalisma hayati boyunca ücretinin yüzde 10’u, otomatik olarak isveren tarafindan her ay çalisanin kisisel ETH’sine yatirilmaktadir. Söz konusu oran, sadece yillik gelirin ilk USD 22.000’lik kismina uygulanmaktadir. Dolayisiyla, ekonomik büyüme neticesinde ücretler arttikça, sosyal güvenlik sisteminin “zorunlu tasarruf” hacmi azalmaktadir.

--------------------------------------------------------------------------------

“…emeklilik maaslari devlet meselesi olmaktan çikmis ve böylece politikanin esiri olmaktan kurtulmus; bireylere kendi yasamlari üzerinde daha çok söz sahibi olma hakki taninmistir.”

--------------------------------------------------------------------------------

Buna ek olarak çalisanlar, kendi isteklerine bagli olarak, ücretlerinin yüzde 10’u kadar ek tasarruf yapabilmekte, söz konusu miktar da, zorunlu yüzde 10 gibi, vergiye tabi gelirlerinden düsülmektedir. Erken emekli olmak ya da daha yüksek emeklilik maasina hak kazanmak isteyenler, genellikle ücretlerinin yüzde 10’undan daha fazla tasarruf yapmaktadir.

Çalisanlar, ETH’lerini isletmesi için, Emeklilik Fonu Yöneticisi (EFY) özel sirketlerinden birini seçmektedir. ETH isletmek disinda bir faaliyette bulunamayan bu sirketler, devlet tarafindan, portföylerinin düsük riskli olmasini temin etmek, ve hirsizlik ve yolsuzluklarin önlenmesini saglamak amaci ile devlet tarafindan denetlenmektedirler. Bu denetim görevi, teknik bir yapiya sahip bagimsiz bir devlet kurulusu EFY Müfettisligi’ne verilmistir. Emeklilik Fonu yönetimi sektörüne giris serbesttir.

EFY‘ler yatirim fonlarina benzeyen, hisse senedi ve tahvillere yatirim yapan Emeklilik Fonlarini (EF)’ni yönetmektedirler. Yatirim kararlari EFY tarafindan verilmekte olup, devlet denetimi sadece portföy dagilimini ve degisik yatirim araçlarinin portföyde alabilecekleri azami oranlari belirler. Reformun özünde, sinirlamalarin zaman içinde EFY’lerin deneyim kazanmasi ile birlikte azaltilmasi yatmaktadir. EF’lerin hiçbir sekilde devlet tahvillerine yatirim yapma zorunlulugu yoktur.

EFY’ler ile islettikleri EF’ler farkli tüzel kisiliklerdir. Böylece, herhangi bir EFY’nin batmasi, islettigi EF’nin aktifleri - diger bir deyisle çalisanlarin yatirimlarini - herhangi bir sekilde etkilemez.

--------------------------------------------------------------------------------

“2000’li yillara girerken, Kuzey ve Güney Amerika ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülke sosyal güvenlik sistemlerini özellestirmis olabilir.”

--------------------------------------------------------------------------------

Çalisanlar ETH’lerini bir EFY’den digerine serbestçe tasiyabilirler. Bu nedenle, EFY’ler arasinda daha yüksek getiri saglamak, daha iyi hizmet vermek ve daha düsük komisyon almak rekabeti vardir. Çalisanlara ETH defteri verilmekte ve her üç ayda bir düzenli olarak gönderilen hesap ekstrelerinde emeklilik hesabinda biriken parasi ile yatirim fonunun performansi ile ilgili bilgiler yer almaktadir. Çalisanin ismine açilan bu ETH’nin mülkiyeti çalisana aittir ve emeklilik maasini (ya da dul ve yetim ayliklarini) ödemek için kullanilacaktir.

Tahmin edilecegi üzere, yaslilik ile ilgili kisisel tercihler, bireyden bireye farklilik göstermektedir. Bazilari sonsuza dek çalismak ister; digerleri çalismayi birakmayi ve yazarlik ya da balikçilik gibi hobileri ile ugrasmayi iple çekerler. Eski “geçerken öde” sistemi, güçlü siyasi seçim bölgelerinde, örnegin erken emeklilik gibi ayricaliklar elde etmek üzere yapilan toplu baskilar ile yaratilan durumlar disinda bu tür tercihlere cevap verememekte; herkese uyan “tek tip bir program” niteligini tasimakta ve herkesi “ayni fiyata” mutlu kilmayi amaçlamaktaydi.

Halbuki, ETH sistemi, kisisel tercihlerin bireysel kararlara dönüstürülmesine ve istenilen sonuçlara ulasilmasina imkan tanimaktadir. Çalisanlar, EFY’nin subelerinde bulunan kullanimi kolay bilgisayarlardan yararlanarak, hesaplarindaki miktari ve emekliye ayrilmayi düsündükleri yili esas almak suretiyle gelecekteki emeklilik maaslarinin tahmini degerini belirleyebilir; ya da istedikleri emeklilik maasini tespit ederek, belirli bir yasta emekli olabilmek için her ay ne kadar tasarruf yapmalari gerektigini bilgisayara sorabilir. Cevabi aldiklarinda yapacaklari tek sey isvereninden ücretlerinde söz konusu oranda bir kesinti yapmasini istemektir. Emeklilik fonunun getirisine göre, zaman içinde söz konusu miktar arzu edildigi gibi ayarlanabilmektedir. Önemli olan, çalisanin istedigi emeklilik maasini ve emeklilik yasini, istedigi gibi belirleyebilmesidir.

Daha önce de belirtildigi gibi, çalisanlarin tasarruflari gelir vergisinden muaftir. Ayrica ETH’lerin zaman içerisindeki getirileri vergiden muaftir. Emekli maaslari ödenmeye basladigi zaman o tarihte geçerli olan gelir vergisi dilimine göre vergilendirilecektir.

--------------------------------------------------------------------------------

“Eski, Geçerken Ö de Sistemi … herkese uyan “tek tip bir program” niteligini tasimakta ve herkesi “ayni fiyata” mutlu kilmayi amaçlamaktaydi.”

--------------------------------------------------------------------------------

Sili ETH sistemi hem özel sektör hem de kamu sektörü çalisanlarini kapsamaktadir. Sadece polis ve silahli kuvvetler mensuplari sistem disinda birakilmistir; bunlarin sosyal güvenlik sistemleri, diger ülkelerde oldugu gibi, ücret ve çalisma sartlari ile birlikte belirlenmektedir. (Her ne kadar kendileri henüz benimle ayni fikirde olmasa da, polis ve silahli kuvvetler mensuplarinin da ETH sisteminde daha mutlu olacaklari görüsündeyim). Serbest meslek sahiplerine de, istedikleri takdirde, sisteme katilabilme imkaninin taninmis olmasi, kayitsiz çalisanlarin da kayitli ekonomiye katilmalarini tesvik etmektedir.

Yeni sistemde, en az 20 yil süre ile para yatiran ancak emeklilik yasina geldiginde emeklilik maasi yasal “asgari emeklilik maasi”nin altinda olanlarin emeklilik maaslari, ETH’deki tasarruflar tükendigi zaman devlet tarafindan ödenecektir. Burada üzerinde durulmasi gereken nokta, hiç kimsenin pesin hükümle bastan yoksul olarak tanimlanmayacagidir. Tersine, çalisma hayati sona erdikten ve ETH’deki tasarruflar tükendikten sonra, yoksul emeklinin devletten yardim almasi söz konusudur. (20 yil süre ile tasarrufta bulunmamis olanlar çok daha düsük düzeyden sosyal yardim türü bir emeklilik için basvuruda bulunabilirler).

ETH sistemi ayni zamanda erken ölüm ve sakatlik sigortasi da saglamaktadir. EFY’lerin müsterilerine sundugu hizmetler arasinda, özel yasam sigortasi sirketlerinden alinan yasam ve sakatlik sigortasi grup poliçeleri de yer almaktadir. Bu sigortalarin maliyeti yaklasik maasin yüzde 2.9’u kadardir ve söz konusu miktar EFY komisyonlarini da içermektedir.

Yüzde 10 oranindaki zorunlu asgari tasarruf orani, çalisanin emekli oldugu andaki maasinin yüzde 70’ini emekli maasi olarak alabilmesi amaciyla, biriken fonlarin yillik ortalama net getirisinin tüm çalisma hayati boyunca yaklasik yüzde 4 olacagi varsayimina dayanarak hesaplanmistir.

Yasal emeklilik yasi erkekler için 65, kadinlar için 60’tir. “Geçerken öde” sisteminin bu geleneksel yaslari, yeni sistemin yapisal özelliklerinden olmadigindan, özellestirme reformu çerçevesinde gündeme getirilmemistir. ETH sisteminde “emeklilik” sözcügünün tanimi geleneksel tanimindan farklidir. Öncelikle, çalisanlar emekli olduktan sonra çalismayi sürdürebilirler. Sürdürdükleri takdirde, biriktirdikleri ana paranin imkan verdigi ölçüde emeklilik maaslarina hak kazanirlar ve emeklilik planina katilimda bulunma zorunluluklari ortadan kalkar. Ayrica, hesaplarinda, “makul emeklilik maasi”ni (“asgari emeklilik maasindan yüksek olmasi sartiyla, son 10 yilin ücret ortalamasinin yüzde 50’sini) temin edecek miktarda tasarrufu bulunanlar, istedikleri zaman erken emekli olabilirler.

Dolayisiyla, 65-60 yas baraji yeni sistemin kesin bir sarti degildir. Çalisan, erken emekliligi seçmedigi takdirde - ki bu, aylik bazda emeklilik maasi olarak parasini çekmesi anlamina gelmekte ve çalisma hayatindan çekilmekten farkli bir anlam tasimaktadir - söz konusu yasa gelinceye kadar ETH’sine yüzde 10 oraninda katkida bulunmayi sürdürür. Ancak, asgari emeklilik maasini garanti etmek üzere devletten yardima hak kazanabilmesi için, çalisanlarin söz konusu yas barajini asmis olmalari gerekmektedir.

Ancak çalisanlarin, yukarida açiklandigi sekilde “makul emeklilik maasi”ni temin ettikleri takdirde, yaslari ne olursa olsun, ne çalismaya son vermeye, ne de çalismayi sürdürmeye ve emeklilige yönelik tasarrufa devam etmeye zorlanmalari söz konusu degildir.

--------------------------------------------------------------------------------

“Halbuki, ETH sistemi, kisisel tercihlerin bireysel kararlara dönüstürülmesine ve istenilen sonuçlara ulasilmasina imkan tanimaktadir.”

--------------------------------------------------------------------------------

Emekliye ayrilan çalisanlara genel olarak iki seçenek sunulmaktadir. Birinci seçenek çerçevesinde, emekli ETH’deki ana para ile herhangi özel bir yasam sigortasi sirketinden bir sabit ödeme plani satin alabilir. Söz konusu sabit ödeme plani, yasam boyu enflasyona endeksli (sirketler Sili sermaye piyasasindaki endeksli tahvillere yatirim yapabilmektedir) aylik bir gelir olup, buna çalisanin bakmakla yükümlü oldugu kisilere yönelik dul ve yetim maaslari da eklenmektedir. Diger seçenekte ise, emekli, ETH’deki fonlari hesapta birakarak, kendisinin ve bakmakla yükümlü oldugu kisilerin tahmini yasam sürelerine göre belirlenecek sinirlar çerçevesinde belirlenen miktarlarda para çekebilir. Emeklinin ölmesi halinde, hesabinin bakiyesi mirasina dahil edilir. Her iki seçenekte de emekli, ana paranin, bir yasam sigortasi sirketinden ödeme plani satin almak için gerekli olan kismin, ya da kendisine son ücretinin yüzde 70’ine esit olacak bir emekli maasi baglanmasi için ETH’da birakilmasi gerekli kismin düsülmesinden sonra kalan bakiyesini toplu olarak çekebilir.

ETH sistemi, “geçerken öde” sisteminin, isgücü arzinin demografik yapisi ile ilgili sorununa - yaslanan bir toplumda emekli basina düsen çalisan sayisi azalir - çözüm getirmektedir. ETH sisteminde ise çalisan nüfus, emekli nüfusun maddi yükünü üstlenmemektedir. Böylece, “geçerken öde” sisteminin aksine, nesiller arasi anlasmazliklar ve kaçinilmaz iflas engellenmektedir. Pekçok ülkenin karsilastigi sorun - fonlanamayan emeklilik taahhütleri - ETH sistemi ile ortadan kalkar.

Özel sektör sirketlerinin uyguladiklari, genellikle belirlenen bir süreden önce emekliye ayrilanlara ek maliyet yükleyen ve bazen birikimlerinin tamamen kaybedilmesi ile sonuçlanan - ve böylece çalisanlarin hem islerini hem de emeklilik haklarini kaybetmelerine neden olan - özel sosyal güvenlik sistemlerinin aksine, ETH sistemi isverenden tamamen bagimsiz isler. ETH’nin isverene degil, çalisana bagli olmasi nedeniyle, hesap tasinabilir niteliktedir. Emeklilik fonlarinin islem gören menkul degerlere yatirim yapmak zorundadirlar. Dolayisiyla, ETH’nin günlük degerleri kolaylikla hesaplanabilmekte ve böylece bir EFY’den digerine kolaylikla tasinabilmektedir.

--------------------------------------------------------------------------------

“Önemli olan, çalisanin istedigi emeklilik maasini ve emeklilik yasini, istedigi gibi belirleyebilmesidir.”

--------------------------------------------------------------------------------

Bu sayede “isgücünün kilitlenmesi” sorunu ortadan kalkmaktadir. Isgücünün, ülke içinde veya disinda, hareketliligini kisitlamayan ETH sistemi, isgücü piyasasinda esneklik yaratilmasina yardimci olmaktadir.

ETH sistemi, esnek bir isgücü piyasasini desteklemek konusunda da çok etkilidir. Insanlar - özellikle kadinlar ve gençler - gittikçe artan oranlarda günde sadece birkaç saat çalismayi veya çalisma hayatlarina ara vermeyi tercih etmektedir. “Geçerken öde” sisteminde bu tür esnek çalisma tarzlari prim ödemelerinde bosluklar yaratmakta; ETH sisteminde ise katilimlarin geçici olarak durdurulmasi ya da meblaginin degistirilmesi herhangi bir soruna neden olmamaktadir.

--------------------------------------------------------------------------------

“ETH sistemi, “geçerken öde” sisteminin, isgücü arzinin demografik yapisi ile ilgili sorununa - yaslanan bir toplumda emekli basina düsen çalisan sayisi azalir - çözüm getirmektedir. ETH sisteminde çalisan nüfus, emekli nüfusun maddi yükünü üstlenmemektedir.”

--------------------------------------------------------------------------------

Geçis

ETH sistemini kurmak zorlu bir çalismadir. Bir diger zorluk ise, “geçerken öde” sisteminin uygulanmakta oldugu ülkelerde, ETH sistemine geçis ile ilgilidir. Geçis sürecinde, söz konusu ülkedeki sartlarin, özellikle de bütçe ile ilgili kisitlamalarin dikkate alinmasi gerekmektedir.

Sili’de, geçis süreci için üç temel kural belirlenmisti:

Hükümet, halihazirda, emekli olmus olanlarin emeklilik maaslarini garanti altina aldi. Bundan böyle yeni sisteme geçenlerin primlerini Sosyal Sigortalar Kurumu’na yatirmayacagi düsünüldügünde, bu kuralin önemi ortaya çikmaktadir. Aksi takdirde, reform sirasinda geliri azalacagi için, kurumun emekli maaslarini kendi kaynaklarindan karsilamayi sürdürmesi imkansizlasacak, birikmis emeklilik maaslarinin ya da beklentilerinin degistirilmesi ile emeklilere haksizlik edilmis olacakti.
“Geçerken öde” sistemine dahil tüm çalisanlara, bu sistemde kalma veya yeni ETH sistemine geçme seçenegi taninmistir. Eski sistemden ayrilanlara, ETH’lerine yatiracaklari enflasyona endeksli yüzde 4 reel faiz tasiyan tahviller verilmistir. Bu tahviller, çalisanin yasal emeklilik yasina gelmesiyle devlet tarafindan ödenmektedir. Tahviller ikincil pazarlarda islem görmekte ve böylece erken emeklilige imkan tanimaktadir. Söz konusu tahviller, çalisanin “geçerken öde” sisteminde hak kazandigi maas haklarini yansitmaktadir. Dolayisiyla, yillar boyunca emeklilik primi ödemis olanlarin, yeni sisteme katilmalariyla sifirdan baslamak zorunda kalmalari engellenmektedir.
Isgücüne yeni katilan herkesin ETH sistemine girmesi zorunlu tutulmustur. “Geçerken öde” sistemine katilma imkani, sistemin sürdürülebilirliginin sona ermesiyle, ortadan kaldirilmistir. Bu sayede, eski sistemde kalan son çalisanin emeklilik yasina ulasmasiyla eski sistem sona erecektir (bundan sonra kisitli bir süre için, sadece hükümetin eski sistemden emekli olanlara emeklilik maasi ödemesi söz konusudur). Devletin yasamimiza müdahalesini azaltmanin en etkili yolunun, programlari sadece kisitlayarak sonraki hükümetlerin tekrar bunlari gelistirmesine imkan tanimak degil, onlari tamamiyle ortadan kaldirmak oldugu göz önüne alindiginda, bu kuralin önemi ortaya çikmaktadir.
Önerilen reformlar ile ilgili olarak, ulusal çapta aylarca sürdürülen tartismalar, ve reformu insanlara tanitmak amaciyla yürütülen iletisim ve egitim çalismalari sonucunda, Sili Sosyal Güvenlik Reformu, 4 Kasim 1980 tarihinde onaylandi.¹

Ilgilenen herkesin EFY kurabilmesini teminen, düzenlenen bir yasa ile EFY’lere alti ay süreli isleme baslama ve reklam yasagi konuldu. EFY sektörü, fikren (4 Kasim 1980) ve fiilen (1 Mayis 1981) bir “dogum tarihine” sahip olan tek sektördür.

Amerika Birlesik Devletleri disinda diger pek çok ülkede oldugu gibi, Sili’de de 1 Mayis Isçi Bayrami olarak kutlanmaktadir. Bu tarihin seçilmesi bir tesadüf degildir. Simgelerin önemi dikkate alinarak, isçilerin 1 Mayis‘i bir sinif mücadelesi günü olarak degil, kendi sosyal güvenlik sistemlerini seçme özgürlügünü elde ettikleri ve devlete bagli sosyal güvenlik sisteminin “zincirlerinden” kurtulduklari gün olarak kutlamalarina imkan taninmistir.

“Pekçok ülkenin karsilastigi sorun - fonlanamayan emeklilik taahhütleri - ETH sistemi ile ortadan kalkar.”

Yeni EFY sisteminin yaratilmasi ile birlikte, brüt ücretlerin tamami yeniden tanimlanarak eski sosyal güvenlik sisteminde isverenler tarafindan ödenen primlerin büyük bir kismi ücrete dahil edilmistir. (Isverenin ödedigi diger meblaglar isgücü kullanimi üzerinden geçici vergi haline dönüstürülerek, geçis sürecinin fonlanmasinda kullanilmistir. Sosyal Güvenlik Reformu planinda belirlendigi üzere, söz konusu verginin kaldirilmasiyla, isverenin isgücü maliyetleri azalmistir). Çalisanlarin ödedigi primler artan brüt ücretten düsülmüstür. Yeni sistemde toplam primlerin eski sisteme göre daha düsük olmasi nedeniyle, yeni sisteme geçenlerin net ücretleri yaklasik yüzde 5 oraninda artmistir.

Böylece, hem çalisanin hem de isverenin sosyal sigortalar primi ödemesi aldatmacasina ve söz konusu oranlarin politik emellere alet edilmesine son verilmistir. Toplam isgücü arzinin esnek olmamasi nedeniyle, gelir vergisi yükü ekonomik açidan neredeyse tamamen çalisanlar tarafindan üstlenilmektedir. Diger taraftan, tüm primler, eninde sonunda, çalisanlarin marjinal üretkenlikleri ile karsilanmakta; isverenler ise alma ve ücret belirleme asamalarinda - ister maas, ister sosyal sigorta primi olarak adlandirilsin - tüm isçi maliyetlerini dikkate almak zorunda kalmaktadirlar. Isveren tarafindan ödenen primleri yeniden tanimlamak suretiyle sistem, tüm primlerin çalisanlar tarafindan ödendigini açikça belirtmektedir. Bu senaryoda, nihai ücret düzeyi piyasa tarafindan belirlenmektedir.

Geçis sürecinin fonlanmasi karmasik bir teknik sorun olup, her ülkenin içinde bulundugu sartlar çerçevesinde yaklasilmasini gerektirmektedir. 1980 yili itibariyle Sili’nin “geçerken öde” sisteminden kaynaklanan aktüaryel borcu GSMH’nin yaklasik yüzde 80’i olarak tahmin edilmekteydi. ² (Bu söz konusu borç, aslinda 1978 yilinda eski sistemin yenilenmesi, özellikle endeksleme sisteminin modernlestirilmesi, özel uygulamalarin kaldirilmasi ve emeklilik yasinin arttirilmasi ile azaltilmis miktardir).

“ETH ‘nin isverene degil, çalisana bagli olmasi nedeniyle, ETH tasinabilir niteliktedir.”

Son yillarda Dünya Bankasi tarafindan hazirlanan bir çalismaya göre (1994:268) “Sili örnegi, kabul edilebilir oranda rekabetçi bir bankacilik sistemine, iyi isleyen bir borç sermayesi piyasasina ve orta düzeyde makroekonomik istikrara sahip her ülkenin, faiz oranlarinda büyük dalgalanmalar olmaksizin, geçis sürecinin büyük açiklarini fonlayabileceginin bir kanitidir.”

Sili’de, ETH sistemine geçisin kisa dönem maliyetlerinin fonlanmasinda bes yöntemden yararlanilmistir:

Aktif ve pasiflerin yer aldigi devlet bilançosunda, eski sistemin emeklilik taahhütlerine, kismen KIT’ler ve diger varliklar karsilik gösterilmistir. Dolayisiyla özellestirme sadece geçis sürecini fonlamanin bir yolu olmakla kalmamis, ayrica randimanin arttirilmasi, mülkiyetin yayginlastirilmasi ve ekonominin politikaya alet olmaktan kurtarilmasi gibi ek yararlar da saglamistir.
ETH sistemlerinde emekli maaslarinin yeterli düzeyde fonlanabilmesi için gerek duyulan primlerin mevcut gelir vergilerinden düsük olmasi sayesinde, aradaki farkin bir bölümünden, net ücretlerde herhangi bir düsüse ya da isveren tarafindan karsilanan isçi maliyetlerinde herhangi bir artisa neden olmaksizin, bir geçis dönemi vergisi olarak yararlanilmistir.
Borçlanmak suretiyle, geçis süreci maliyetlerinin gelecek nesiller tarafindan da paylasilmasi saglanabilir. Sili’de maliyetlerin yaklasik yüzde 40’i piyasa faiz oranlarinda devlet tahvili ihraç edilerek fonlanmistir. Söz konusu tahvillerin çogu EFY’ler tarafindan satin alinarak, yatirim portföylerine dahil edilmistir. Söz konusu “köprü borç” eski sisteme dahil emeklilerin aramizdan ayrilmalari ile tamamen paraya dönüsecektir.
Geçis sürecinin fon ihtiyaci, gereksiz hükümet harcamalarinin azaltilmasi yolunda önemli bir tesvik niteligindedir. Özellestirme yapildiktan sonra, yillardir bütçe komisyonu, gerekliligi kanitlanamayan yeni harcamalari önlemek ve müsrif hükümet programlarini azaltmak üzere bu konuyu öne sürmektedir.
ETH sisteminin ekonomik büyümeyi hizlandirmasiyla, basta katma deger vergisi olmak üzere tüm vergi gelirlerinde önemli bir artis kaydedilmistir. Sosyal Güvenlik Reformu’nun tamamlanmasi üzerinden sadece 15 yil geçmis olmasina karsin Sili’nin bütçesi fazlalik vermektedir.
Sonuçlar

Sili’nin ETH’lerinde USD 25 milyar tutarinda bir yatirim fonu birikmistir. Bu, 14 milyon nüfusa ve USD 60 milyar GSMH’ya sahip gelismekte olan bir ülkede, yurtiçinde yaratilmis olaganüstü bir sermaye havuzudur.

“Bu sayede “isgücünün kilitlenmesi” sorunu ortadan kalkmaktadir. Isgücünün, ülke içinde veya disinda, hareketliligini kisitlamayan ETH sistemi isgücü piyasasinda esneklik yaratilmasina yardimci olmaktadir.”

Uzun vadeli bu sermaye, sadece ekonomik büyümenin fonlanmasina yardimci olmakla kalmamis, ayni zamanda finansal piyasalarin derinlesmesine ve finansal kuruluslarin gelismesine de destek olmustur. Öncellikle ETH sisteminin yaratilmasi, ardindan büyük kamu kuruluslarinin özellestirilmesi, bir “kar zinciri” yaratmistir. Özellestirilen sirketlerin hisse senedi fiyatlarinin yükselmesi ile, özellestirmelere istirak eden EF’lerin getirileri artmis; böylece çalisanlarin, ETH’leri sayesinde özellestirme sürecinin yarattigi refahtan büyük pay almalarina ve özellestirilen kuruluslardaki asiri verim artisindan yararlanmalarina imkan taninmistir.

“Dolayisiyla, yillar boyunca emeklilik primi ödemis olanlarin, yeni sisteme katilmalariyla sifirdan baslamak zorunda kalmalari engellenmektedir.”

Sayilari yaklasik 15 olan EFY’ler degisik yapilara sahip olup, bazilari banka ve sigorta sirketlerine baglidir. Bir kismi, isgücünün hissedar oldugu isçi sendikalari ya da sanayi ve ticaret odalari tarafindan yönetilmektedir. Bazilarinda AIG, Aetna, ve Banco de Santander gibi uluslararasi finans kuruluslarinin ortakliklari vardir. Bazi EFY’ler Sili Menkul Kiymetler Borsasinda islem görmektedir. Bunlardan biri, yakin geçmiste, (Sili devlet tahvillerinin “A-” kredi notu almis olmasinin da etkisiyle) ADR (American Depository Receipt: Yabanci hisse senetlerinin ABD’de islem görebilmesini saglamak üzere düzenlenen hisse senedi saklama makbuzu programi) ihraç etmistir.

Yeni sistemin en önemli faydalarindan biri, Sili ekonomisindeki sermayenin verimini, dolayisiyla ekonomik büyüme hizini arttirmak olmustur. ETH sistemi sermaye piyasalarini daha verimli hale getirmis ve geçtigimiz son 15 yildaki büyüme hizini olumlu yönde etkilemistir. EFY’lerin yönettigi genis kaynaklar, yeni bazi sermaye piyasasi araçlarinin yaratilmasina destek olmus; mevcut ancak tam olarak gelistirilmemis araçlarin ise gelistirilmesine yardim etmistir. Sili’deki Sosyal Güvenlik Reformu’nun, sermaye piyasalarinin saglamligi ve seffafligi açisindan bir diger katkisi ise, Sili’de bir derecelendirme (rating) sektörünün kurulmasi ve ayrica sermaye piyasasi yatirimcilarinin, ortak olduklari sirketlerin yönetimine daha etkin olarak katilabilmelerine zemin hazirlamasidir. (EFY’ler, hissedar olduklari sirketlere bagimsiz yöneticiler tayin etmek suretiyle, yönetim kurulu toplantilarinda haklarini savunmaya baslamislardir).

Sistemin 1 Mayis 1981 tarihinde faaliyete geçmesinden bu yana, ETH’lerin ortalama reel getirisi yillik yüzde 13 olarak gerçeklesmis olup, bu oran beklenen yüzde 4’lük getirinin üç katindan fazladir. Elbette bu yillik getiri piyasalardaki dalgalanmalar neticesinde - eksi yüzde 3 ile arti yüzde 30 arasinda degisen - bazi dalgalanmalar göstermistir. Ancak önemli olan getiri, uzun vadedeki ortalama degerdir.

Yeni sistemdeki emeklilik maaslari, devlet tarafindan yönetilen ve toplam yaklasik yüzde 25 oraninda vergi ödenmesini gerektiren eski sistemdekinden daha fazladir. Sergio Baeza tarafindan yapilan bir arastirmaya (1995) göre, EFY emeklisi, çalisma hayatinin son 10 yili itibariyle elde ettigi ortalama yillik gelirinin yüzde 78’i oraninda emekli maasi almaktadir. Daha önce de sözünü ettigimiz gibi, emekliye ayrilanlar “tasarruf fazlalarini” (yüzde 70 maas barajini asan kismini) toplu olarak çekebilirler. Eger bu miktar da, emeklilik maasinin hesaplanmasinda hesaba katilirsa, toplam miktar çalisma hayati gelirinin yüzde 84’üne yaklasacaktir. Sakatlik maasindan yararlananlar da, çalisma hayati sirasindaki gelirlerinin ortalama yüzde 70’ini almaktadirlar.

Dolayisiyla, yeni sosyal güvenlik sistemi, yaslilik, sakatlik ve dul ve yetim maaslarinin gerek miktarini, gerek güvenilirligini arttirarak; ekonomik büyümeyi ve istihdami dolayli ancak etkili bir biçimde desteklemekte ve yoksullugun azaltilmasina büyük bir katkida bulunmaktadir.

“Dolayisiyla özellestirme sadece geçis sürecini fonlamanin bir yolu olmakla kalmamis, ayrica randimanin arttirilmasi, mülkiyetin yayginlastirilmasi ve ekonominin politikaya alet olmaktan kurtarilmasi gibi ek yararlar da saglamistir.”

Yeni sistem ayrica, eski sistemdeki adaletsizligi de ortadan kaldirmistir. Geleneksel mantiga göre, “geçerken öde” sisteminde refah zenginden yoksula aktarilmaktadir. Ancak, son yillarda yapilan arastirmalara göre, devlet tarafindan yönetilen “geçerken öde” sistemleri genellikle geliri zengine - ve özellikle en güçlü isçi gruplarina - aktarmaktadir. ³

Sonsöz

Sili’deki ETH sisteminin bu denli ragbet görmesi; sosyal ve ekonomik istikrarin saglanmasina yardimci olmasi sasirtici degildir. Çalisanlar, sistemin adil olusunu takdir etmekte; ETH’leri sayesinde de ekonomiden dogrudan ve gözle görünür bir pay almaktadirlar. Özel emeklilik fonlarinin, Sili’deki en büyük sirketlerin hisse senetlerinin önemli bir bölümüne sahip olduklari dikkate alindiginda, ülkedeki varliklara yatirim yapanlarin aslinda çalisanlar oldugu görülmektedir.

1981 yilinda baslatilan ETH sistemi ile birlikte Sili’de çalisanlara yeni sisteme katilma veya eski sistemde kalma seçenekleri sunulmustur. Yarim milyon Sili çalisani (çalisabilir isgücünün dörtte biri) ilk bir ay içinde yeni sisteme katilmistir. Bu, beklenen rakam olan 50.000’in çok üzerindedir. Bugün Sili’de, eski sisteme dahil çalisma nüfusunun yüzde 90’indan fazlasi yeni sisteme geçmistir ve 5 milyon Sili’li ETH hesabi sahibidir. Bu hesaplarin tamami aktif ve full-time çalisanlara ait olmadigindan, herhangi bir ay itibariyle tümü prim ödememektedir.

Önemli olan, kendilerine bir seçenek verildiginde, çalisanlarin - sosyal güvenlik gibi “kutsal” bir konuda bile - kendi maddi çikarlari dogrultusunda hareket edebilmesi ve dolayisi ile serbest piyasa taraftari olmasidir.

Eski sosyal güvenlik sistemi giderek küçüldükçe politikacilar, emeklilik maaslarinin arttirilip arttirilmamasi, arttirilacaksa ne miktarda ve hangi gruplar için arttirilacagi gibi hususlarda karar veremeyecekler, ve böylece sosyal güvenlik, bir zamanlar oldugu gibi politik anlasmazliklarin ve seçim öncesi demogojilerinin kilit noktasi olmaktan kurtulacaktir. Emeklilik gelirleri, hükümete veya belirli bazi baski gruplarinin etkisine degil, bireylerin çalismalarina ve ekonominin performansina bagli olacaktir.

Sili‘liler için ETH’ler gerçek ve gözle görünür bir mülkiyet hakki ve emeklilik için en önemli güvence kaynagi niteligini tasimaktadir. 15 yildir isleyen yeni sistem dahilinde, Sili’li çalisanin en önemli varligi, kullanilmis araba ve hatta (belki hala ipotek borcu bitmemis olan) evi degil; ETH’deki sermayesidir.

Son olarak, özel sosyal güvenlik sisteminin çok önemli bir ekonomik ve politik sonucu söz konusudur. Sili’li çalisanlarin yeni sisteme geçisi, Almanlarin Berlin Duvarinin yikilmasindan sonra, Dogu Almanya’dan Bati’ya göç etmelerinden bile daha hizli olmustur.

“Yeni sistemin en önemli sonuçlarindan biri, Sili ekonomisindeki sermayenin verimini, dolayisiyla ekonomik büyüme hizini arttirmak olmustur.”

Çalisanlar, bazi ulusal sendika liderlerinin ve politikacilarin aksine tavsiyelerde bulunmalarina karsin, gönüllü olarak devlete bagli sistemi terketmistir. Çalisanlar, emeklilik, egitim ve saglik gibi yasamlarini yakindan ilgilendiren konularda çok hassas davranmakta ve verdikleri kararlarda, politik akimlari degil, ailelerini göz önünde bulundurmaktadirlar.

Gerçekten de yeni sistem, Sili‘li çalisanlarin “ülke ekonomisine ortak olmalarina” imkan tanimaktadir. Sili’li isçi, menkul kiymetler piyasasindaki veya faiz oranlarindaki hareketlere karsi ilgisiz degildir. Kötü bir maliye bakaninin ETH’sinin degerini düsürecegini sezer. Çalisanlar ülkenin bir kismina - siyasi parti liderleri ya da bir Politbüro araciligi söz konusu olmaksizin - sahip olduklarini bildiklerinde, serbest piyasa ve serbest toplum kavramina daha baglanmaktadirlar.

Bu gerçeklesen bir hayalin kisa öyküsüdür. Alinacak en önemli ders, ancak bireylere ve bireylerin özgür olduklari takdirde yaratacaklari mucizelere inanan devrimlerin basarili oldugudur.

Kaynaklar

Baeza, S. (1995) Quince Anos Despues: Una Mirada al Sistema Privado de Pensiones. Santiago Centro de Estudios Publicos.

The Economist (1995) “Is Welfare unAsian?” February 11.16-17

Pinera J (1991) El Cascabel al Gato Santiago Editorial Zig Zag.

Pinera J (1995) Sin Miedo al Futuro Madrid Editorial Noesis

World Bank (1994) Averting the Old Age Crisis. New York Oxford University Press

Bu doküman, José Piñera'nin 4-7 Mayis 1997 tarihleri sirasinda Global Menkul Kiymetler A.S. sponsorlugunda gerçeklestirdigi Türkiye ziyareti sirasinda Türkçelestirilmistir.

Yazar, Ipek Cem'e katkilarindan dolayi tesekkür eder.

¹ Bakiniz: Pinera (1991) ve (1995)

² Bakiniz : World Bank 1994

³ Bakiniz : Baeza (1995) ve World Bank (1994)

 

 

2010 © www.josepinera.org